Bahçeli: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi İle Kilitleri Ya Açacağız Ya Da Kıracağız
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ni hak ettiği gelişmişlik düzeyine, lider ülke seviyesine taşıyacaklarını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ni hak ettiği gelişmişlik düzeyine, lider ülke seviyesine taşıyacaklarını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle kilitleri ya açacağız ya da kıracağız. Üreten, refah sağlayan, herkesin iş ve aş sorunlarını çözmüş bir ekonomiyi, bütün sorunlara neşter vurmayı başarmış, terörün kökünü kazıyıp, bölücülüğü felç etmiş bir siyasi hukuku, dış politikada daha aktif, taviz vermeyen, dünyaya Türkçe bakan, hayatı ve hadiseleri başkent Ankara vizyonuyla kuşatan bir dış politik mimariyi el birliğiyle, güç birliğiyle ve Cumhur İttifakı'yla sağlamış olacağız" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Balıkesir'de Kuvayi Milliye Meydanı'nda vatandaşlara seslendi. Balıkesir'in Kuvayımilliye şehri olduğunu ve Kuvayimilliye'nin yaktığı beka ve bağımsızlık ateşinin milli namusun, müdafaa ve muhafaza azmini körüklediğini belirten Bahçeli, "İstiklal demek, Balıkesir demektir. Dün olduğu gibi bugün de istikbalin güvencesi Balıkesir'dir. Balıkesir zillete düşmedi, düşmeyecektir. Balıkesirli kardeşlerim siyasi fikri ve ideolojik tercihleri ne olursa olsun Türk düşmanlarına, Türkiye üzerinde hesap yapan azgınlaşmış mihraklara hiçbir zaman aldanmadı, hiçbir zaman da teslim olmadı. Her seferinde taraf Türkiye oldu. İnanıyorum ki 14 Mayıs'ta da aynı duruş ve ahlakı dosta, düşmana da göstermekten kaçınmayacak, geri durmayacaksınız" diye konuştu.
Seçimlerin, ülkenin ve milletinin birliğine, demokrasinin geleceğine, insanların huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini dileyen Bahçeli, hedefleri yüksek olanların küçük hesaplarının olmayacağını söyledi. "Sevdası büyük olanların sesi kısık çıkmaz" diyen Bahçeli, "Hak inancıyla, pırıldayan iradesiyle, başarmaya azmetmiş olanların karşısında hiçbir engel duramaz. Hiçbir şer odak tutunamaz. Biliyoruz ki sevmek için yürek, sürdürmek için emek lazımdır. Bizde de milletimizi seven, mangal gibi yürek, haklı mücadelemizi diri tutan müstesna bir emek vardır. Üfleseniz uçacak, haykırsanız kaçacak, dokunsanız devrilecek, yürüseniz dağılacak, çıkarcılar güruhu ne millet sevdamızı bilebilir ne de ülkü ve ülküye adanmış hayatlarımızı anlayabilir. Biz, Türkiye'yi çok çok seviyoruz. Taş taşa değmeyince, duvar olmayacağını; birlik ve kardeşlik olmadığında, birlik bulunamayacağını idrak ve ifade ediyoruz. Yıkılmamızı gözleyenler var. Dikkat ediniz, birbirimize girmemizi düşleyenle var. Uyanık olunuz. Türkiye'miz üzerinde karanlık emeli olanlar var. Tetikte durunuz" dedi.
'AHLAKİ KUCAKLAŞMANIN ADI CUMHUR İTTİFAKI'DIR'
Dünyaya istikamet verecek kudrette Türkiye'nin inşasının ancak Türk İslam kültüründen feyzini alan, Türklük gurur ve şuuruyla İslam ahlak ve faziletiyle bezenen fedakarlık numunesi ahlaki kucaklaşmayla mümkün olacağını söyleyen Bahçeli, "Bu ahlaki kucaklaşmanın adı Cumhur İttifakı'dır. Muazzez, nitelikli, milli ve ahlaki kucaklaşmanın devlet ve millet hayatında kök salmasına da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi refakat edecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uzlaşmacı vasfında temerküz etmiş, güçlü ve tesirli yürütme, güçlü ve fonksiyonel yasama bağımsız ve tarafsız yargı sayesinde; Türkiye'nin önünü hiçbir iç ve dış ihanet odağı kesemeyecektir. Bu kutlu yürüyüşün neticesinde gelen Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye olacaktır. İnancımız budur. İddiamız budur. İrademiz budur. Bu nedenle 14 Mayıs seçimleri yeni yüzyılın demokratik eşiği, milli ve manevi değerlerin rehberliğiyle geçilmesi gereken ilk kavşağıdır" diye konuştu.
Edremit ilçesi Güre Mahallesi'nde yaşanmış bir hikayeyle sözlerini sürdüren Bahçeli, "Rivayete göre Güre köyünün kahvecisi Mehmet Şevket Efendi'yle eşi Şöhret Hanım'ın oğlu Zekeriya askerlik görevini yapmak için Sarıkamış'a gider. Sarıkamış'ta Türk ordusunun başında Enver Paşa vardır. Şöhret Hanım da oğlu yokken kendi zeytinliklerinde çalışmaktadır. Ancak oğlunun şehadet haberini alınca ciğeri yanar. Yüreğine ateş düşer. O esnada ovadaki kekliklere bakarak ızdırabından bir ağıt yakar ve şunları söyler: "İki keklik bir kayada ötüyor. Ötme de keklik derdim bana yetiyor. Aman aman yetiyor. Annesine kara da haber gidiyor. Yazması oyalı, kundurası boyalı yar benim aman aman yar benim, uzun da geceler yar benim de aman aman yar benim." Analarımızı ağlatanlar, ağıtlar yakmasına neden olan caniler bugünkü CHP ile iş birliği halindedir. Yavrularımızı yetim bırakan katiller, İYİ Parti'yle emel ve hedef birliği içindedir. PKK, Kılıçdaroğlu'na aleni destektir. FETÖ, Kılıçdaroğlu'na siper olmuştur. Küresel medya, Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakının propagandasıyla nifak saçmaktadır. Küresel emperyalizm Kılıçdaroğlu'nun akıl, vicdan ve irade şifrelerini ele geçirmiştir. İngiliz Economist dergisi, "Erdoğan gitmeli" diyormuş. Bu haçlı zihniyete kimin gideceğini, nasıl gideceğini, gittiğinde nasıl hesap vereceğini 14 Mayıs'ta gösterecek olan Türk milletidir" dedi.
'ALAYI GELSİN'
Bahçeli sözlerine şöyle devam etti:
"Alayı gelsin. Hepsi toplanıp karşımıza dikilsin. Şayet boyun eğersek, geri adım atarsak onlar gibi namerdim. Çıkar ortakları, küresel sermaye çeteleri, terör örgütleri, Türkiye düşmanları, tefeciler, faiz bağımlısı bankerler, karanlık lobiler, İslam karşıtları, alayı birden Türkiye'nin önüne geçmiş 2023 yılının en önemli seçiminin Türkiye'de olacağını ağız birliği halinde iddia etmeye başlamışlar. Çünkü 100'üncü yıl dönümünü karşıladığımız Cumhuriyetten intikam almak istiyorlar. Milli Mücadele'nin, 15 Temmuz'un rövanşını almak için kudurmuş gibi provokasyon yapıyorlar, algı operasyonlarına hız veriyorlar. Biliniz ki tehlike çok büyüktür. Biliniz ki tehdit çok vahim düzeydedir. İstedikleri; kukla gibi oynatılan, her anlamda güdülen, her şeyiyle kontrol edilen, denetim altında tutulan taviz ve teslimiyet döngüsüne girmeye hazır bir cumhurbaşkanıdır. Türk ve İslam husumetinin umudu Kılıçdaroğlu'dur. Sözde Kürdistan projesinin figüranı Kılıçdaroğlu'dur. Güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridorunun taşeronu Kılıçdaroğlu'dur. Nitekim Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı milli güvenlik sorunudur. Bunlar Cumhuriyeti yıkmak için zalimlerden ihale almışlardır. Bu nedenle Milliyetçi Hareket Partisi'ne saldırı vardır. Bu nedenle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a hazımsızlık had safhadadır. Kılıçdaroğlu'nun geleceğe ışık tutan tek bir projesi yoktur. İYİ Parti Başkanı'nın dedikodudan başka yaptığı bir şey yoktur. Miadı dolmuş, güçlendirilmiş parlamenter sistemden başka söyledikleri veya söyleyecekleri ikinci bir şey olmamıştır. Onların hain masmavi destekçileri varsa bizim Balıkesir'imiz, dünya üzerinde yıldız gibi parlayan kocaman bir ülkemiz var. Ne yaparlarsa yapsınlar. Hangi tuzağı kurarlarsa kursunlar, korkakların, kokuşmuşların üzerine üzerine yürüyoruz. Yedi düvelin bileğini sandıkta bükmek için milletimize güveniyoruz. Biz yürüdükçe sinecekler. Biz direndikçe silinip gidecekler. Teslim olmayacağız. Taviz vermeyeceğiz. Seyretmeyeceğiz. "Millet" diyeceğiz, "Vatan" diyeceğiz, al bayrağın altında hep beraber toplanıp bağımsızlığımıza asla gölge düşürmeyeceğiz."
'HEDEF, AÇIK ARA FARKLA SEÇİLMEK'
Hedeflerinin Recep Tayyip Erdoğan'ın açık ara farkla tekrar cumhurbaşkanı seçilmesi olduğunu belirten Bahçeli, "Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili sayısı ve siyasal destek itibarıyla çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı'nın tecessüm ve tecelli etmesidir. Çabamız, çalışmamız, çağrımız, bu hedeflere ulaşmak içindir. Soruyorum sizlere, başarmaya, Cumhurun iradesiyle, Cumhuriyetin ilkeleriyle, tıpkı bir bayrak gibi yükselmeye hazır mısınız? Milliyetçi Hareket Partisi'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oy ve milletvekili sayısı itibarıyla daha da güçlendiriyor musunuz? Cumhur İttifakı'na destek veriyor musunuz? Recep Tayyip Erdoğan'ı tekrar Cumhurbaşkanı seçiyor muyuz? Yıkık değirmende kırk gün eğlenenler, bu "evet'lerin hükmüyle şaşkına dönecekler. Zillet içinde bocalayanlar bu "evet'lerle dolup kalacaklar. 14 Mayıs seçimleri Türkiye'nin kaderini tayin edecek. Ya geleceğimiz zillete düşüp heba ve heder olacak ya da Cumhurun cesaret ve dirayetiyle bütün korkular yıkılacak, bütün oyunlar bozulacak. Ya "Yurdum" diyeceğiz ya da yokluğa mahkum olacağız. Ya istiklal ve istikbal haklarımızdan vazgeçeceğiz ya da haklarımızla sonsuza kadar var olmanın yol haritasını belirleyeceğiz. Mandacılara, mayası ve meşrebi zehirli olanlara ya boyun eğeceğiz ya da lider ülke Türkiye'nin kapısını aralayacağız. Artık başka çare, başka seçenek kalmamıştır. Demokratik hesaplaşmaya sadece 8 gün kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'ni hak ettiği gelişmişlik düzeyine biz çıkaracağız. Türkiye'yi lider ülke seviyesine biz taşıyacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle kilitleri ya açacağız ya da kıracağız. Üreten, refah sağlayan, herkesin iş ve aş sorunlarını çözmüş bir ekonomiyi, bütün sorunlara neşter vurmayı başarmış, terörün kökünü kazıyıp, bölücülüğü felç etmiş bir siyasi hukuk, dış politikada daha aktif, taviz vermeyen, dünyaya Türkçe bakan, hayatı ve hadiseleri başkent Ankara vizyonuyla kuşatan bir dış politik mimariyi el birliğiyle, güç birliğiyle ve Cumhur İttifakı'yla sağlamış olacağız. İrademiz ve gücümüz büyük Türkiye'dir, Türk Milleti'dir. Güvencemiz Balıkesirli kardeşlerimizdir. Devletimizin egemenlik haklarıyla, milletimizin muhteşem varlığı, bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüyle kimin sorunu varsa, bizim de onlarla sorunumuz vardır ve alayını birden her cephede karşılamaya hazır olduğumuz da iyi bilinmelidir" dedi.
'CUMHURİYETİN SAHİBİ CUMHURDUR'
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Diyorum ki, aziz milletim sıra sende. Cumhuriyet bedava kazanılmadı. İş birlikçi kalpazanlara da asla bırakılmayacaktır. Cumhuriyetin sahibi cumhurdur. Onuru cumhurdur. Cumhuriyete düşmanlık, cumhura düşmanlıktır. HDP'yi, Yeşil Sol Parti'yi, bölücü teröristleri yanına, yöresine alanlar, milli mücadeleden intikam almak isteyen, bölünme ve yıkım sevdalılarıdır. Bizim böyle bir sevdayı içinde taşıyanlarla iki dünyada da hesabımız vardır. Diyorum ki, aziz milletim sıra sende. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk Milleti'nin tercihidir. Bu demokratik tercihe meydan okuyanlar millet tanımaz odaklardır ki onlarla mücadelemiz ant olsun, heyecanla sürecektir. Diyorum ki, aziz milletim sıra sende. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak değeridir. Devletimizin kurucusudur. Milli mücadelenin lideridir. İlk Meclis başkanımızdır. İlk cumhurbaşkanımızdır. Tavrımız nettir. Duruşumuz Kuvayımilliye'dir. Türkiye Cumhuriyeti yaşayacaktır. Diyorum ki; aziz milletim sıra sende. Bizler faniyiz, devletimiz ve milletimiz baki kalacaktır. Devlet ve milletiyle her şeyden önce Türkiye, milli birlik ve kardeşlik ruhunun müdafaası için aziz milletim sıra sende. Ekonomik refah, demokratik gelişme, büyüme, kalkınma, zenginleşme, istiklal içinde istikbale ulaşmak için aziz milletim sıra sende. Biz ekonomik kalkınmanın ve sanayinin yanındayız. Biz cumhuriyet kenti Balıkesir'in yanındayız. Biz üretimin yerli ve milli sanayideki dev hamlelerin yanındayız. Enerjide dışa bağımlılığa son vermek için çırpınan, Türkiye'nin dünya genelinde kutup yıldızı gibi parlaması için mücadele eden sağlam iradeyle yan yanayız. Biz tam bağımsızlığımızı ve milli bekamızı son damla kanına kadar koruyacak iman ve irade gücünün tarafıyız. Çağrımız bu vatan benim, bu bayrak benim, bu ülke benim diyen her kardeşimizedir. Gelin bir olalım, iri olalım, el ele verelim. Hep birlikte Türkiye'nin ve Türk milletinin gücünü gösterin." (DHA)
FOTOĞRAFLI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.