Depremde Yakınlarından 26 Kişiyi Kaybeden Doç. Dr. Sürmeli: İlk Defa 14 Mart Bu Kadar Acı Geçecek Benim İçin
DOĞUP büyüdüğü mahallenin her binasında ya bir yakınını kaybetti ya da çocukluğundan kalan bir anısı yok oldu.
DOĞUP büyüdüğü mahallenin her binasında ya bir yakınını kaybetti ya da çocukluğundan kalan bir anısı yok oldu. İstanbul'da yaşayan Antakyalı, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Sürmeli, Odabaşı Mahallesi'nde yengesi ve doktor kuzeni dahil, yakınlarından 26 kişiyi kaybetti. Doç. Dr. Sürmeli, "Meslek hayatımda böyle bir travma görmedim" diye konuştu.
Antakyalı olan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Sürmeli, depremlerde Antakya Odabaşı Mahallesi'nde yakınlarından 26 kişiyi kaybetti. Depremin ertesi günü ilaç, pansuman aletleri ve tıbbi malzemeler ile bebek bezinden ekmeğe, ihtiyaç olabilecek her şeyi aracına yükleyip İstanbul'dan Antakya'ya giden Doç. Dr. Sürmeli, 23 saat süren yolculuk yaptı.
Doç. Dr. Sürmeli, "Çocukluğumu, gençliğimi geçirdiğim şehir yerle bir oldu. O sabah 05.00'e doğru babam aradı. Oğlum çok büyük bir deprem yaşadık, şu an annenle kapının eşindeyiz, her yer karanlık, yağmur yağıyor ve dışarı da çıkamıyoruz" dedi. Giriş katta amcamlar oturuyor, amcamın ve yengemin sesini alamadıklarını söyledi. Saat 08.00 gibi kendi imkanlarıyla binadan çıkmayı başarmışlar. Kuzenimle konuştuk ve gitmeye karar verdim. Neye ihtiyacınız var dedik, "Her şey ihtiyaç var" dediler. O cümle çok korkunçtu" dedi.
"45 DAKİKALIK YOLU 7 SAATTE GEÇEBİLDİM"
Depremin ertesi günü bulabildiği, aracına sığdırabileceği ne varsa, bottan bereye, çocuk bezinden kadın pedine, hatta yiyeceğe varana kadar ne bulduysa yükleyip, Ankara'dan, Adana'dan, yol üstünden alabileceği tüm ihtiyaçları alıp Antakya'ya doğru yol aldığını anlatan Doç. Dr. Sürmeli, "Hatta ekmek bile aldık. Hayatımdaki en uzun yolculuklardan birisi oldu. Normalde İstanbul'dan Antakya'ya yaklaşık 12 saatte varılabiliyor, ben 23 saatte varabildim. İskenderun'dan Antakya'ya 45 dakikadır, 7 saatte geçebildim. Tabii yol boyu sürekli neyle karşılaşacağımı düşündüm. Odabaşı Mahallesi zaten en çok yıkılan mahallelerden bir tanesi. Ailemin neredeyse tamamı burada, ailemden 26 kişiyi kaybettik. Çocukluğumdan beri tanıdığım pek çok kimse vefat etti. Ne yazık ki evinden cenaze çıkmayan bir aile bile yok" diye konuştu.
"ANNEM VE BABAM BİNADAN ATLAYARAK KURTULMUŞ"
Anne ve babasının oturdukları apartmanın 3'ncü katından ambulansın üzerine atlayarak kurtulabildiğini anlatan Doç. Dr. Sürmeli, neredeyse yok olan en alt kattaki amcasının ise göçükten kendi imkanlarıyla çıktığını söyledi. Yengesini aynı binada kaybettiklerini söyleyen Doç.Dr. Sürmeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine karşı binada dayımın kızının vefat ettiğini öğrendim. Acil tıp uzmanıydı Leyla Sürmeli. Kuzenimin eşinin ailesinin de aynı binada vefat ettiğini öğrendim. Ortanca dayımın ise bacağının üzerine kolonlar molozlar devrilmiş. Soğuk bir gece ve yağmur yağıyor. Kurtarma ekipleri gelene kadar orada öleceğini düşündüğü için hayatta kalabilmek adına bacağının kesilmesini istemiş. Akrabalar ve çevreden yardıma gelenler, yanlış bilmiyorsam balta ya da o tarz bir şey bulup turnike uygulayıp bacağını keserek dayımı kurtarmışlar. Sonra Adana'da bir süre yoğun bakımda kaldı. Şu an Ankara'da, sağlığı iyi ama ne yazık ki bacağını kaybetti."
"HERKESİ TEDAVİ ETMEYE ÇALIŞTIM"
Hayatta kalan yakınlarından yaklaşık 40 kişinin halasının evine sığındığını da sözlerine ekleyen Doç. Dr. Sürmeli, memleketine vardığında yanına ilaç ve tıbbi malzemelerle herkesi tedavi etmeye çalıştığını söyledi. Doç. Dr. Sürmeli, "Zaten gittiğimde herkes öksürüyordu, yaralananlar vardı. Hangi yakınım beni gördüyse boynuma sarılarak ağlamaya başladı. Meslek hayatım boyunca beni bu kadar derinden yaralayan bir travma herhalde olmadı. Kuzenim, depremden hemen önce burun ameliyatı olmuş, onun müdahalesini yaptım, amcam çıkarken bacağı yaralanmış onun pansumanını yaptım. Herkes ya yaralı ya da hastaydı. Ameliyathane şartlarında yapılması gereken şeyleri orada yapmak zorunda kaldık. Çünkü henüz sağlık ekipleri sahada yoktu. Antakya'nın iki büyük özel hastanesi, devlet hastanesi, şehir hastanesi yıkılmıştı. Pansuman aletleri de götürmüştüm. Elimden ne geliyorsa yardım etmeye çalıştım" diye konuştu.
(FOTOĞRAF)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.