Erdoğan: 14 Mayıs, Lgbt'cilere Ders Verme Günü Olacak
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki...
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP, LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mıdır? Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aileler yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs LGBT'cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde yapımı tamamlanan köy evlerinin teslim törenine katıldı. Belpınar köyünde düzenlenen törene MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da katıldı.
YAPICIOĞLU: YARALARIN ÖNEMLİ KISMI SARILDI
Törende ilk olarak konuşan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için çabalandığını belirterek, "Rabbime şükürler olsun, yaraların önemli bir kısmı sarıldı. Rabbime hamdolsun inşallah dimdik doğrulacağız, kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ufku 14 Mayıs'ın ötesine geçmeyenler bu yaraları böyle saramazlar. Bunları iyi takdir edeceksiniz bundan hiçbir şüphem yok" dedi.
BAHÇELİ: ERDOĞAN, AÇIK ARA FARKLA CUMHURBAŞKANI OLMALIDIR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında muhalefetin 387 günde Cumhurbaşkanı adayı belirlediğini ancak hükümetin deprem felaketinden 76 gün sonra depremzedeleri evlerine yerleştirdiğini ifade ederek, herkesi 14 Mayıs seçimlerinde destek olmaya çağırdı. Deprem felaketinin ardından devletin tüm imkanları ile afet bölgesinde seferber olduğunu belirten Bahçeli şöyle konuştu:
"6 Şubat gününden bugüne 76 gün geçti, 2 ay 16 gün demektir. Böyle bir süre içerisinde büyük bir felaketin acılarını yaşayarak bugünlere eriştik. Bir konuyu özellikle belirtmek istiyorum. Bunu bütün yönüyle bilmenizde, düşünmenizde, geleceğe hazırlamanızda faydalı olacak kanaatindeyim. Altılı Masa ilk toplantısını 12 Şubat 2022, son toplantısını 6 Mart 2023'te yaptı. Yani 12 ay 21 gün sonra bir başka deyişle 387 gün sonra 13 toplantı yaparak güç bela bir cumhurbaşkanı adayı belirleyebildiler. Bu kadar süre içerisinde Altılı Masa, masanın altında yedincisi onun ötesinde PKK'sı, Kandil'i, Avrupa kıtası, emperyalist güçler bütün desteğiyle Türkiye'de bir sistemin değişikliğini arzulayarak televizyonları acımasızca kullandılar. Yalan, iftirayla her şeyi istismara yöneldiler ve arkasından da Türkiye'nin yönetimine talip olmaya çalıştılar. Şimdi dikkatinize sunmak istediğim 13 defa toplanacaksın. 387 gün masada istediğini yiyeceksin. Saatler süren toplantılar yapacaksın, kamuoyuna çıkıp yalan yanlış bilgilerle algılama yöntemini kullanacaksın. Ama ancak 16 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirleyeceksin. Şimdi hesap şudur; 13 defa toplanıyorsun 387 günden beri bir türlü aday belirleyemiyorsun. Ama şunu hepinizin bilmesini istiyorum, 6 Şubat'tan 22 Nisan'a yani 76 gün içerisinde asrın felaketinin ardından şehitlerimiz toprağa verildi, yaralılarımız Türkiye'nin birçok yerinde hastanelere yönlendirildi, enkazlar kaldırıldı, beslenme ihtiyacı, barınma ihtiyacı sağlandı, bir yandan çadırlar, öbür yandan konteynerler ve öte yandan da her türlü güvenlik temin edilerek Türkiye'nin tekrar ayağa kalkması, tekrar milletimizin umutla geleceğe bakması için her türlü fedakarlıklar ortaya kondu. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 24 Haziran seçimlerinden sonra hayata geçirildiği 9 Temmuz'da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke yönetiminin lideri konumuna gelmesi çalışkan, kabiliyetli, inanmış bir kadroyla önce yangınlar, sonra sel felaketleri, sonra il bazında depremler netice itibariyle 6 Şubat'tan itibaren de çok büyük bir asrın felaketi olarak nitelendirilen bir felakettir. Omuzlayıp bugünlere gelmiştir. Şimdi bütün Gazianteplilerin hangi partiden olursanız olunuz. Bugüne kadar nereyi düşünmüşseniz düşününüz. Ama gerçekleri görmemezlikten gelemezsiniz. Sizin böyle bir asrın felaketinde milletimizi tekrar ayağa kaldıran moralini yükselten beslenme, barınma ihtiyaçlarını karşılayan gelecek Türkiye'sinin güler yüzlü olmasına bugünden temeller atan bir Cumhur İttifakı'nı yarıda bırakamazsınız, estirdiği rüzgarı durduramazsınız. Onun için 2 ay 16 günde bu büyük fedakarlığı ortaya koyan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin lideri konumunda bulunan muhterem Recep Tayyip Erdoğan'ın görevinin devamı birinci asli göreviniz olmalıdır. Yani 14 Mayıs'ta Recep Tayyip Erdoğan açık ara bir farkla cumhurbaşkanı olmalıdır. Ve bu farklılıkla beraber mecliste her türlü reformu sürdürebilecek bir sayısal çoğunluğu da beraberinde getirmelidir. O sebepten dolayı 14 Mayıs çift başlı bir Selçuklu kartalına benzer; birisi cumhurbaşkanı, birisi Türkiye Büyük Millet Meclisi. O sebepten dolayı 387 günden beri aday belirleyemeyen, aday belirlendikten sonra da yalan yanlış seyahatlerle milleti aldatan, bu ülkeye vereceği hiçbir şeyi olmayana sen, 2 ay 16 günde nelerin yapıldığını, nasıl gördüğünüzü, her gelene anlatın, anlatın, anlatın. Böylelikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci dönemini mutlak surette hayata geçirin. Onun için TCG Anadolu Gemisi, Filyos'taki gaz üretimi, Togg, yollar, köprüler ve bundan sonra da daha büyük bir Türkiye'ye gidecek olan bir yürüyüşü aksatmamak için bu çift başlı kartalı harekete geçirmelisiniz. Onun için bu zaferi hep beraber tatmalıyız. Şimdi bakıyorsunuz, ev sözü verilmiş 2 ay içerisinde çadır, konteyner her türlü ihtiyaç karşılanıyor. Öbür taraftan da kalkınmayı köyden başlatarak köy evlerini koyuyor. 14 Mayıs'taki zaferle ilişkilendirildiği için bugünkü evlere zafer evleri demelisiniz."
ERDOĞAN: 650 BİN YENİ YUVA YAPIYORUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise törene katılanların bayramını tebrik ederek başladığı konuşmasında, bayramın, depremlerin yüreklerde açtığı yara nedeniyle buruk geçirildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke yöneticileri olarak binaları sağlam yapıp, derelerin önünü kesmeyerek, tabiatla barışık yaşayarak afetlere karşı hazırlıklı olmak gerektiğini vurgulayarak, "Gerisi Rabbimizin takdiridir. Son felaketinin ardından hemen kolları sıvadık. İnsanımızı güvenli binalara kavuşturmak için depremin 15'inci gününden itibaren temelleri atıp inşaatlara başladık. Yaptığımız tespitler doğrultusunda deprem bölgesinde 507 bini konut ve 143 bini köy evi olmak üzere 650 bin yeni yuva yapıyoruz. Bunlardan 319 binini bir yıl içinde teslim ederek, şehirlerimizi ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Nitekim deprem bölgesine yaptığım son ziyaretlerin tamamında, her şehrimizde yeni konutlarımızın ve köy evlerimizin temel atma törenlerini gerçekleştirdik. Şu ana kadar 105 binin üzerinde konutun yapım sürecini başlattık. Bunların yarıya yakınının da temelini de attık. Sadece konut yapmıyoruz. Okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşısıyla, pazarıyla, yeşil alanıyla, parkıyla, yepyeni hayat alanları inşa ediyoruz. Yine sadece depremde yıkılan yerlerin değil, bölgedeki şehirlerimizin tamamının altyapısını da yeniliyoruz. Küçük sanayi siteleri kurarak konutla birlikte istihdamı da gözetiyoruz. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini Allah'ın izniyle alnımızın akıyla tamamlayacağız" diye konuştu.
'5 YILDA İSTANBUL'DA RİSKLİ BİNA BIRAKMAYACAĞIZ'
Daha önce yaşanan afetlerin yaralarını sardıklarını belirten Erdoğan, İstanbul'da da kentsel dönüşüm ile riskli bina bırakmamayı amaçladıklarını belirterek şöyle dedi:
"Biliyorsunuz daha önce pek çok depremde, selde, yangında, vatandaşlarımızı kısa sürede yenileriyle buluşturmuştuk. İnşallah burada da aynısını yapacağız. Van'da bunu yaptık mı? Bingöl'de bunu yaptık mı? Antalya'da, Manavgat'ta, Muğla'da bunları yaptık mı? Kütahya'da, Simav'da bunları yaptık mı? Değerli kardeşlerim, bay bay Kemal'in milletvekili olduğu İzmir'de bunu yaptık mı? Hadi sen de yap. Yapamaz. Bunların nasibi yok. Ayrıca biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yeni bir kentsel dönüşüm kampanyasının müjdesini milletimizle paylaştık. Riskli binalarda yaşayan İstanbullu kardeşlerimize dönüşüm bedelinin yarısını devlet olarak bizim karşılayacağımız, yarısını da çok uygun şartlı borçlanma imkanı getirdiğimiz bir teklif sunduk. Bir kısmı yerinde, bir kısmı rezerv alanlarda yürütülecek bir çalışmayla yılda 300 bin konutu dönüştürerek, 5 yılda İstanbul'da riskli bina bırakmamaya amaçlıyoruz."
Erdoğan daha sonra alana kurulan sinevizyondan kentsel dönüşüm ve afet konutlarına ilişkin görüntüleri törene katılanlarla birlikte izledi.
'BAY BAY KEMAL VE AVENESİNDEN FAYDA GELMEZ'
Konuşmasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li belediye başkanlarını eleştirerek devam eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Değerli kardeşlerim, bay bay Kemal ve avenesinden bu ülkeye fayda gelmez. Ne İstanbul'un başındaki belediye başkanından ve Ankara'nın başındaki belediye başkanından ne İzmir'in başındaki belediye başkanından hiçbir şey olmaz. Bunlar çöp, çukur, çamur demektir. Bunlar, susuzluk demektir. Bunlar Allah göstermesin, böyle bir yağmur olduğu zaman her tarafı yağmurun götürdüğü şehirler demektir. Hep bunları yaşadık ve biz iş yapmanın insanlarımızı güvenli ve huzurlu konutlara kavuşturmanın peşindeyiz. Bunlar da her konuda yaptıkları gibi kentsel dönüşümde de projelerimize takoz olmanın peşinde. Milletimiz her iki zihniyeti de görüyor, biliyor. İşte ben İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman, İstanbul'da ne vardı? Susuzluk vardı. Çöp vardı, çamur vardı ve meşhur Ümraniye çöplüğünün patlaması neticesinde 39 vatandaşımızın ölümü vardı. Şimdi CHP, büyükşehirde de o vardı, ilçede o vardı. Biz oraları şu anda park, bahçe haline getirdik."
'ÇİFTÇİYE 10 YENİ MÜJDE VERİYORUZ'
Ülkedeki tüm yerleşim yerlerini afetlere dirençli hale getirene kadar kimsenin engellemesine izin vermeden çalışmayı sürdüreceklerini belirten ve çiftçilere müjdeler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim, 11 vilayeti Cumhur İttifakı olarak defaatle dolaştık. Durmak yok, durmak yok. İlk temelleri atışımızın 60'ıncı gününde inşasını 45 günde tamamladığımız 10 köy evinin anahtarlarını teslim ediyoruz. Mimarisi, inşası ve diğer tüm özellikleriyle gerçekten çok güzel eserler olan bu köy evlerimizin hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. Bugün aynı zamanda çiftçilerimize 10 yeni müjde veriyoruz. Evet. İlk olarak bugün burada hepsi de özgün mimari eseri olan ahırı, köy konağı, akıllı tahtası, camisi, peyzajıyla, akıllı köy evleri örneklerini milletimizin takdirine sunuyoruz. Bu projeyle gelişmiş altyapısı, internet destekli teknolojisi, yenilenebilir enerjisi, sıfır atık uygulaması, sürü yönetim sistemi, entegre meteoroloji yazılımı ve daha pek çok özellikleriyle yeni bir model ortaya koyuyoruz. İkinci olarak afet alanlarındaki köy evlerimizde hayatını sürdürecek çiftçilerimize Ziraat Bankamız vasıtasıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verecek, hayvan ve yem alımlarını destekleyeceğiz. Böylece ahırlar doğacak, üretim artacak, çiftçilerimizin kazançları yükselecek. Üçüncü olarak afet alanları dışındaki bölgelerde buralarda yaşayan gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızdan bu kırsal dönüşümden yararlanmak isteyenlere de el uzatıyoruz. Bu kardeşlerimize ilk evim kampanyası şartlarıyla akıllı köylerden ev sahibi olma imkanı getiriyoruz. Dördüncü olarak halen köylerde yaşayan vatandaşlarımızdan mevcut evini yıkıp bu modele uygun, sağlam güvenli, teknoloji destekli eve kavuşmak isteyenlere de uygun şartlı finansman sağlayacağız. Beşinci olarak ülkemizdeki et ve süt fiyatlarının izahı olmayan seviyelere çıkmasına yol açan sıkıntıya çözüm getirecek bir adım atıyoruz. Kırsal dönüşüm kapsamında 50 baş üzeri büyükbaş, damızlık üretim merkezleri haline getirecek teşvikler vereceğiz. Böylece bir yandan hayvan varlığımızı yükseltirken, diğer yandan da en az yüzde 30 verim artışı hedefliyoruz. Altıncı olarak sözleşmeli üretim modeliyle aile tipi işletmelerde büyükbaş ve besi hayvancılığını destekleyerek her haneye en az bir asgari ücret garantisi vereceğiz. Yedinci olarak tarımsal üretimde basınçlı sulama altyapısını güçlendirerek birim alanda daha çok rekolte ve gelir elde edilmesini sağlayacağız. Sekizinci olarak sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak hem üreticimizin gelirini garanti altına alacak hem arz güvenliğini temin edecek hem de gıdadaki fiyat dalgalanmalarının önüne geçeceğiz. Dokuzuncu olarak jeotermal organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere sebze ve meyve yetiştirme amaçlı sera yatırımlarındaki desteği artıracağız. Onuncu olarak tarımsal üretimin en büyük girdisi olarak üre gibi, mazotlu gübrelerdeki dışa bağımlılığımızı azaltacak önemli bir projeyi devreye alıyoruz."
'ZONGULDAK'A FABRİKA KURUYORUZ'
Karadeniz'den doğal gaz çıkarıldığını ve karaya bağlandığını belirten Erdoğan, "Nasıl iyi mi? Şimdi Karadeniz gazından üre sağlayacak bir fabrikayı Zonguldak'ta kuruyoruz. Bay bay Kemal ve onun yandaşları ne diyor? Hani diyorlar doğal gaz, hani Karadeniz'den doğal gaz çıkacaktı? İki akşamdır, üç akşamdır doğal gazın nasıl yandığını Karadeniz'de Sakarya'da görmedin mi? Ama bunlarda göz var bakarkör, kulak var duymaz. Kalpleri var değerli kardeşlerim, kesinlikle mühürlüdür. Özel sektör yatırımı olarak kurulan bu fabrikayla ilgili süreçler tamamlandı. Yakında onun da inşasına başlıyoruz" dedi.
'TÜRKİYE YÜZYILI, ÜRETİM YÜZYILI OLACAK'
Hedeflerinin Türkiye Yüzyılı'nı üretim yüzyılı yapmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amacımız Türkiye Yüzyılı'nı üreticinin yüzyılı yapmaktır. Bu projenin ülkemize, çiftçilerimize ve gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Kardeşlerim, ülkemizin artık felaketlerin, yıkıcı etkilerine teslim olmadığının en güzel örneği işte burada gördüğünüz manzaradır. Görüldüğü gibi bir yandan temel atıyor, bir yandan anahtar teslim etmeye başlıyoruz. Bir yandan da tarihimizin en önemli kırsal dönüşüm projelerinden birini hayata geçiriyoruz. Bundan sonraki günlerde de, biten her köy evini önümüzdeki aylardan itibaren bitmeye başlayacak, her konutu sahipleriyle buluşturarak yolumuza devam edeceğiz Dünyada bu kadar büyük bir afetin ardından, bu kadar kısa sürede arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanlarından kalıcı konut inşasına kadar her alanda kat edilen böyle bir mesafe yoktur" diye konuştu.
'BİZ DEPREM TURİSTİ GİBİ BURAYA GÖRÜNTÜ VERMEYE GELMİYORUZ'
Deprem felaketinin ardından bölgede yaptıkları çalışmalar ile hayatın normal seyrine girmeye başladığını anlatan Erdoğan, "Allah'a hamdolsun. Artık Gaziantep'te neredeyse çadırkent kalmadı. Her yer konteynerkentlerle döşendi. Hatay dışında her yerde enkaz kaldırımı çalışmalarını tamamladık. Deprem bölgesinin her köşesinde yeni konutlarımızın inşaatları hızla yükseliyor. Geçici barınma merkezlerinde 3,5 milyon vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını sürdürmelerini sağlıyoruz. Hava şartlarının da düzelmesiyle beraber bölgemizde hayat, yavaş yavaş normal seyrine girmeye başladı. İnşallah önümüzdeki yıl bu vakitlerde tüm şehirlerimiz eski canlılığına, eski dinamizmine kavuşmuş olacak. Biz bazı deprem turistleri gibi buraya fotoğraf çektirmeye, görüntü vermeye gelmiyoruz. Biz hem acıları paylaşmaya hem yaraları sarmaya geliyoruz. Bu anlayışla yüreklerindeki sızını hiçbir zaman dinmeyeceğini bildiğimiz depremzede vatandaşlarımızın daima yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Acılarını paylaşırken hayatlarını daha iyiye götürecek her türlü desteği ve imkanı kendilerine sağlamaya devam edeceğiz. Rabbimden ülkemizi bu tür afetlerden, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylemesini diliyorum" diye konuştu.
'AMANOS TÜNELLERİ İNŞASINA YAKINDA BAŞLIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep ve Hatay için büyük öneme sahip olan Amanos Tünelleri inşasına yakında başlanacağını belirterek, "Gaziantep sadece bu bölgemizin değil, ülkemizin üretim, istihdam, ihracat merkezleri arasında giderek yıldızı daha da parlayan bir şehirdir. Şehirde faaliyette olan 1240 fabrikaya sürekli yenileri ilave ediliyor. Kuruluş safhasındaki altıncı organize sanayi bölgesi de devreye girdiğinde bu rakam 2 bine çıkacak. Şehrin ihracatı aylık 1 milyar doları buldu. Sanayiden turizme, tarımdan insani yardımlara kadar her alanda şehrimizin başarılarını yakından takip ediyoruz. Ülkemize böylesine büyük katkılar yapan bir şehrin önünü açacak projelere destek olmak da boynumuzun borcudur. Bu kapsamda bir diğer deprem bölgemiz Hatay için de büyük önem taşıyan Amanos Tünelleri'nin inşasına yakında başlıyoruz. Amanos Tünelleri Gaziantep'in sanayideki üretim gücüdür. İskenderun Limanı'yla katlayarak artıracaktır. Aynı şekilde bu tüneller Hatay'ın muazzam potansiyelini Anadolu'yla buluşturarak şehrin kısa sürede deprem durgunluğunu özellikle üzerinden atmasına vesile olacaktır" ifadelerini kullandı.
'GAZİANTEP ŞEHİR MERKEZİNE 50 BİN KONUT'
Gaziantep'in Nurdağı ilçesine Organize Sanayi Bölgesi kurulacağını ve Nurdağı'nın yanı sıra depremin vurduğu İslahiye ilçesine yatırımcılar için cazibeyi artırmak için ilave teşviklerin devreye alınacağını kaydeden Erdoğan, "Depremin yaralarını sarmak için bu iki ilçemizde yapacağımız 50 bin konuta ilave olarak Gaziantep şehir merkezinde de 50 bin konutluk bir proje planlıyoruz. Görüldüğü gibi tüm şehirlerimiz Gaziantep'i ve ilçelerini de deprem öncesinden daha iyi bir konuma getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizi son 21 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla Türkiye Yüzyılı için hazırladık" dedi.
'AİLE VE GENÇLİK BANKASI KURUYORUZ'
Karadeniz gazının ve petrol üretiminin geliri ile aile ve gençlik bankası kurulacağını anlatan Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla önceliklerimizin başına Karadeniz doğal gazını geçirdik mi? Geçirdik. Karşımızdaki muhalefet inansa da inanmasa da biz Karadeniz doğal gazını Elhamdülillah karayla buluşturduk. Şimdi ise Karadeniz gazının ve petrol üretimimizin gelirlerinin bir kısmıyla ne yapıyoruz biliyor musunuz? Aile ve gençlik bankasını kuruyoruz. Bir taraftan Karadeniz doğal gazı, bir taraftan da Gabar'da karadan çıkacak olan petrol. Bunlarla artık Türkiye çok daha vakur, çok daha kararlı bir şekilde geleceğe yürüyor. Bu banka ev hanımlarımızın emekliliğini desteklemekten, gençlerimizin eğitimine, istihdamına, evliliğine bedelsiz katkı sağlamaya kadar pek çok alanda milletimize hizmet verecek. Ev hanımlarımızın emekliliğini de gençlerimizin istihdamını ve evliliğini, aile yapımızın güçlü bir şekilde devam etmesi hususunda kritik önemde görüyoruz" diye konuştu.
'14 MAYIS, LGBT'CİLERE DERS VERME GÜNÜ OLACAKTIR'
Ailenin korunmasını amaçladıklarını ve 14 Mayıs'ı da bu kapsamda önemsediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"AK Parti, LGBT'ye karşı mı? Milliyetçi Hareket Partisi LGBT'ye karşı mı? Cumhur İttifakı LGBT'ye karşı mı? Peki CHP, LGBT'ye karşı mı? İP karşı mı? Bunun yanında HDP karşı mıdır? Bunlar LGBT'ci. Bunlar bizim kutsal aileler yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs LGBT'cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır. Bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi milletimizle aynı istikamete bakarak, aynı hassasiyetleri paylaşarak aynı amaçla yol yürüyerek kazandık. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde de milletimizle birlikte zafere ulaştıktan sonra deprem şehirlerimizi beraberce ayağa kaldırmayı sürdürecek, Türkiye Yüzyılını beraberce inşa edeceğiz."
Erdoğan, konuşmasının ardından Gaziantep'in Nurdağı ilçesinin Mesthüyük köyü ile Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesine bağlı Özbek köyüne canlı bağlantı yaparak yapımı tamamlanan köy evlerinin anahtar teslimlerini gerçekleştirdi. Anahtar tesliminin ardından Gaziantep İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar tarafından yapılan duanın ardından evler için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer katılımcılar tarafından temsili kurdele kesimi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak alanda bulunanlara AK Parti Gaziantep milletvekili adaylarının tanıtımını yaptı. (DHA)
FOTOĞRAFLI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.